Not: Bu yazının ilk yayın tarihi: 29.06.2006
Çok görmüşsünüzdür; birçok ürün peşin fiyatına taksitle satılıyor. Ya da en azından öyle olduğu izlenimi veriliyor tüketicilere. Gerçekte, peşin fiyatına taksitle kavramı rasyonel olmadığı için, uygulandığını şimdiye kadar görmedim. Her şeyin bir ilki vardır elbette!
Geçenlerde ilk defa bir satıcı bana, bir yazıcı için, peşin fiyatın taksitli fiyatıyla aynı olduğunu ve nakit ödemede indirim yapamayacağını söyleyince şaşırdım. Daha sonra satıcıya hiç peşin fiyatını verip alışveriş yapan müşteri çıkıyor mu diye sordum. Yanıt gene beni şaşırttı; çünkü böyle çok müşteri varmış.
Neden şaşırdığımı anlatabilmek için önce, peşin fiyatına taksitle kavramının neden rasyonel olmadığını açıklamam lazım. Bunu da en iyi bir örnekle yapabilirim. Varsayalım ki, 1200 liralık bir ürünü 12 ay taksitle veya peşin alma seçeneği veriliyor bana. Hangisini seçmeliyim?
Bu durumda en rasyonel seçenek taksitli olanı; çünkü bu aldığım malı daha ucuza getirecek bir yöntem. Bunun için paramı herhangi bir bankada repoya yatırmam gerekiyor sadece (B tipi likit fon da olabilir). İlk taksit zamanı gelince yatırdığım paradan taksit miktarını çekip, satıcıya ödeme yapacağım. Bu arada yatırdığım 1200 lira biraz faiz getirmiş olacak. 2. ve daha sonraki aylarda da aynı işlemi tekrarlayacağım. Bir yıl sürenin sonuna kadar, sürekli ama giderek azalan (ana para azaldığı için) faiz gelirim olacak. Taksitler bitince de bu para bana kalacak. Eğer bu süre içinde aldığım yıllık faizi %15 varsayarsak, taksitler bitince banka hesabımda yaklaşık 90 lira fazladan kalmış olacak.
Bu hesaplamada banka hesabımda fazla para kalmasına sebep olan şey, taksit olarak ödenmek için bekleyen para için aldığım faiz. Faizler sıfırın üzerinde olduğu sürece, her rasyonel tüketici taksitli alışverişi tercih etmelidir sonucu çıkıyor buradan. Elbette, sadece ve sadece peşin fiyatın taksitli fiyatla aynı olduğu durumlarda.
Buraya kadar olaya tüketici açısından baktık. Peki satıcı açısından bu durum nasıl gözüküyor? Şimdiye kadarki tecrübelerimden çıkarımım şöyle: Satıcı için en kârlı olanı taksitle satması!
Daha önceki yazılarımda taksitle alışverişin aslında kredi almaya eş değer olduğunu yazmıştım (bu konudaki ilk yazımı okumanızı özellikle tavsiye ederim). Enflasyonun %10'un altında olduğu bu zamanlarda bile taksitli alışverişte tüketicinin ödemek zorunda kaldığı faiz %35 dolaylarında geziyor. Bankalar %20 civarında tüketici kredisi verdiklerine göre, kabaca %15'lik farkın da satıcıların cebine gittiğini hesaplayabiliriz. Eğer satıcı banka anlaşmalı çalışmıyorsa, bu tek başına o satıcının müşterilerine kredi vererek %35 faiz aldığı anlamına gelir. Yani Türkiye'deki birçok satıcı aynı zamanda birer mini banka.
Tekrar tüketici tarafına dönelim. Peşin fiyatına taksitli alışveriş rasyonel olmadığına göre ne yapılması gerek? Öncelikle tüketici olarak, eğer kredi alma düşünceniz yoksa, size zorla dayatılan peşin fiyatına taksitli alışverişi kabul etmemelisiniz. Araştırın sorun, mutlaka size (gerçek) peşin fiyatına satan birileri çıkacaktır. Çünkü eğer peşin fiyatına taksit seçeneğinde doğru tercihi yapıp bir malı taksitli alsanız bile, çok daha ucuza alma fırsatını kaçırmış olacaksınız. 1200 liralık bir malı aslında belki de 1000 liraya peşin ödemeyle sahip olabilirsiniz.
Bir de devletin yapması gerektiğini düşündüğüm bir şey var; taksitli alışverişleri şeffaflaştırması. Devlet, her türlü taksitli alışverişte, satıcıya hesapladığı kredi faizini açıklama zorunluluğu getirmeli. Ancak o zaman tüketiciler, taksitli alışverişin gerçek yüzünü biraz olsun görebilirler.
Not: 90 lirayı nasıl hesapladığımı merak edenler, Microsoft Excel'in FV fonksiyonunu kullanabilirler. Yukarıdaki örnek için ben FV(0,0125;100;-1200;;1) fonksiyonunu kullandım. Bu fonsiyonda 0,0125 aylık faizi, 100 aylık ödemeleri, 1200 ise toplam borç miktarını gösteriyor. Aylık faiz için önce yıllık faizi 12'ye, sonra da bunu 100'e bölmek gerekiyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder