Amerika'ya turist olarak ilk gittiğinizde oradaki fiyatlar size ucuzmuş gibi gelebilir; ama oradaki fiyatlar buradaki fiyatlar gibi değil, bu yüzden de oldukça yanıltıcı. İşte size, Hollywood filmlerinde gösterilmeyen bazı küçük Amerika detayları.
Bir süpermarkete gidip alışveriş yaptınız (genelde turistlerin yapmadığı bir şey; bense çok severim yabancı bir ülkede süpermarkette dolaşmayı). Fiyatlarını uygun bulup aldığınız ürünlerle beraber kasaya yöneldiniz ve kredi kartıyla ödemenizi yapıp çıktınız. Şimdi fişinizi kontrol etme ve fiyatlara sonradan eklenen KDV'yi görme zamanı. Yani sizin raflarda gördüğünüz fiyatlar KDV'siz fiyatlarmış. Biraz kandırıldığınızı hisseder misiniz? Ben öyle hissetmiştim ilk seferinde.
Dahası bu KDV, eyaletten eyalete değişmekle kalmayıp, aynı eyalet içindeki bölgelere göre de değişebiliyor. Örneğin New York eyaletinde KDV en düşük %7 ile en yüksek %8.75 arasında değişiyor (2008 yılı verileri). Raf fiyatı değişmeyen bir ürüne evinizin olduğu bölgede verdiğiniz parayla, iş yerinizin olduğu bölgede verdiğiniz para farklı olabiliyor.
Amerikalılar da işin içinden çıkamayınca böyle şeyleri hesaplamayı çoktan bırakmışlar zaten. O yüzden dört işlem konusunda biraz sıkıntılılar. $11 tutan alışverişinizden sonra kasiyere $21 verirseniz, size kasayı gösterip $21 değil $11 vermeniz gerektiğini söylüyor. Para üstünü tam olarak almak ve elinizdeki bozuk paradan kurtulmak isterken "salak" damgası yiyorsunuz birden. Zaten bu devirde kredi kartıyla ödemeyip, nakit para kullanana ne denir? (Yanıt: Amerikalı veya Türk denmez; onlar borçla yaşamayı seviyorlar.)
Amerika'da dolaşırken ne zaman ne ödeyeğinizi bilmemeniz yeterince kötü bir durum; ama daha kötüsü de var: Bu uygulama sadece süpermarketlerde değil, her türlü alışverişte geçerli. En kötüsü ise lokantalar. Çünkü oralarda işin içine bir de bahşiş olayı giriyor.
Amerika'da lokantalarda bahşiş verilmesi dünyanın birçok yerinde olduğu gibi isteğe bağlı değil. Zorunlu! Vermezseniz garsonlar hiç yüzleri kızarmadan gelip sizden bahşişlerini açık açık istiyorlar. Amerika devleti her yerde aynı olan bir KDV oranını uygulayamazken, Amerikan lokantaları her yerde aynı bahşiş oranını istiyorlar sizden: %15. Böylece diğer ülkelere göre düşük olan Amerikan KDV oranlarını yükseltmeyi hedefliyor olabilirler. Paranın devlete değil de kendi ceplerine gidiyor olması küçük bir detay sadece.
Yani New York'taki bir lokantada $30'lık yemek yediniz ve size KDV dahil $32.1'lık bir hesap gelince iş bitmiyor. Üstüne bir de %15 bahşiş koyup hesabı $36.6 olarak ödemeniz gerekiyor. Bir seferinde ben $30'lık böyle bir yemek için $35 ödemiştim. Garson parayı alıp ortadan kaybolmuştu. İçeri gidip hemen bahşişin ne kadar olacağını hesaplamıs. Yaklaşık 4-5 dakika süren hesabı sonunda benim eksik verdiğime karar vermiş ve şefini de alıp "hakkını" aramak için geri gelmişti. $1.6'lık "hakkını" vermek zorunda kalmıştım elbette.
Bazen durum bundan daha kötü olabilir: Bahşişi iki defa vermek zorunda kalabilirsiniz. Nasıl mı? Bazı uyanık lokantalar, menüdeki fiyatları bahşiş dahil olarak yazıyorlar. Eğer menüyü dikkatlice okumamışsanız—ki zaten beklentileri çoğu müşterinin bunu yapmayacağı yönde—bahşişi bilmeden iki defa veriyorsunuz. İşte size (garsonlar için) fırsatlar ülkesi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder