Geçenlerde—web sitesine göre "yılın güvenilir markası" (hangi yıl olduğu belli değil) ödülünü alan—Hacıoğlu Lahmacun'un lokantalarından birisinden içeri girip menülere hızlıca bir göz attım. Öğle yemeği için ne seçeneklerim olduğuna bakıyordum. Kasadaki çalışana, aslında Peymacun Menü istediğimi; ama kola yerine ayranlı bir seçeneğin olup olmadığın sordum. Yanıt olumlu olunca da menüyü almak istediğimi söyledim.
Önce içeriye 2 peymacun siparişimi bağırararak ileten kasiyer, sonra bana doğru dönerek ödemem gereken miktarı söyledi. İşte o sırada kafamda şüphecilik ve türkonomistlik şimşekleri aynı anda çakınca, kendimi uzun uzun bazı hesapları yapmak zorunda hissettim (yaklaşık 1-2 saniye). Sonra kasiyere hesabın yanlış olduğunu, daha doğrusu beni kandırmaya çalıştığını söyledim.
İçinde kola olan menünün fiyatıyla, ayranlı menü için kasiyerin benden istediği miktar aynıydı. Ayranın koladan daha ucuz bir içecek olduğunu bildiğim için, menü fiyatı bana gerçekten de içindeki ürünleri tek tek almaktan daha mı ucuza geliyordu? Fiyatları tek tek toplayınca çıkan miktar daha azdı. Yani menüde kola ayranla değiştirilince menü fiyatının düşmesi gerekiyordu, yoksa ürünleri tek tek almaktan daha çok para ödeyecektim.
Kasiyere bu yüzden hesabın yanlış olduğunu ve bunun beni kandırmak anlamına geldiğini söyledim (bilerek ya da bilmeyerek). Sonra da menü yerine 2 peymacun ve 1 ayranı ayrı ayrı hesaplamasını istedim. Sonuçta yaklaşık 50 kuruş kandırılmaktan kurtularak oradan ayrıldım. İnsanlık için küçük; ama bu yazıyı yazma sebebi olmak için yeterince büyük bir para.
27 Ağustos 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)